
Maya Estetik Dermatoloji Uzmanı Dr. Şeyma Demirci; sizler için sivilce izlerinin tedavisini anlattı.
Aktif sivilce çıkışı ve sivilcelerin iyileşirken bıraktığı izler birçok kişide hem fiziksel hem de psikolojik sorunlara neden olabilir. Sivilcesi olan hastaların neredeyse %95’inde hafif veya şiddetli izler gelişir. Fakat sizlere iyi bir haberim var. Güncel tedavi yöntemleriyle artık sivilce izlerinden kurtulmak mümkün!
Sivilce her yaşta çıkabilir ancak özellikle 11-30 yaş arası kişileri etkileyen bir deri hastalığıdır. Doğru tedaviyle sivilcelerinizden kurtulabilir ve sonrasında skar yani iz gelişimi önlenebilir. Sivilce sonrası iz gelişimi sivilcelerin yerleştiği bölge, şiddeti ve tedaviye başlamadan önce geçen süreyle ilişkilidir.
Sivilceler derine nüfus ettiğinde ve altındaki dokuya zarar verdiğinde skar oluşumu meydana gelir. Bu yüzden skar oluşumu sıklıkla iltihaplı nodülokistik akne sonrası olsa da daha yüzeyel sivilcelerde de görülebilir.
Sivilceniz varsa şiddetine bakmaksızın henüz iz gelişmeden erken dönemde mutlaka bir dermatoloğa görünmelisiniz.
Akne skarları iyileşme sonrasında kolajenin azalması veya artışına bağlı olarak kabaca ikiye ayrılır.
Hipertrofik veya keloid skar dediğimiz kabarık sivilce izleri, sivilce iyileşme esnasında çok fazla kolajen üretimi nedeniyle oluşur.
Atrofik dediğimiz çukur şeklinde sivilce izleri ise, sivilceler iyileşirken yara iyileşmesi esnasında yeteri kadar kolajen üretilemezse meydana gelir ve çukur şeklinde sivilce izleri kabarık izlerden 3 kat daha fazla görülür.
Atrofik yani çukur şeklindeki skarlar üç tiptir.
1.Boxcar skar: Suçiçeği izlerine benzer şekilde yuvarlak veya oval U şeklinde deprese skarlardır. Yüzeyel veya derin olabilir. Ne kadar yüzeyelse tedaviye o kadar iyi yanıt verir.
2. Ice pick skar: Derin, dar, V şeklinde skarlardır. Çok derin oldukları için tedavisi en güç skarlardır.
3.Rolling skar: Alttaki dokuya yapışık, geniş ve M şeklinde skarlardır.
Birçoğunuzun çaresiz bir şekilde internet ortamında sıkça gördüğünüz “Sivilce izlerinizden limonla, sirkeyle, karbonatla kurtulun” gibi hurafelere inanarak bunları uygulayıp, yanlış uygulamalar neticesinde sivilcelerinizin ve izlerinizin artışına neden olduğunu biliyorum.
Bu yüzden özellikle vurgulamak istiyorum. Sivilce tedavisi hastaya ve skarların tipine göre bireysel olarak yapılır.
Tedaviye başlamadan önce hastanın deri tipi, cinsiyeti, yaşı, psikolojik ve fiziksel sağlık durumu, tedavi sonrası bakımı yapıp yapamayacağı ve kontrollerine gelip gelemeyeceği, skarlarının tipi ve yerleşim yeri gibi birçok faktörü değerlendirip ona göre kişiye özel tedavi planlıyoruz. Sıklıkla da sivilce izlerini geçirebilmek için izlerin tipine özel en iyi yöntemin hangisi olduğuna belirleyip kombinasyon tedavileri uyguluyoruz.
Sivilce izi oluşumunu veya oluşabilecek sivilce izlerinin şiddetini azaltabilmek erken tedaviyle (ağızdan alınan veya sürme ilaçlar ile) önlemek mümkünken; ne yazık ki oluştuktan sonra ilaçlarla tedavi etmek pekte mümkün değildir.
Ancak hafif akne skarı olan hastalarda alfa hidroksi asit, laktik asit, retinoidler, salisilik asit gibi etken maddeler denenebilir.
Sırasıyla değinecek olursak alfa hidroksi asitler cildi soyarak ölü deriyi uzaklaştırır ve gözeneklerin tıkanmasını önler. İzlerdeki ton eşitsizliğinde faydalı olabilir ve akne skarlarının daha az görünür hale gelmesine yardımcı olabilir.
Laktik aside gelecek olursak; yakın zamanda yapılan bir çalışmada dermatologlar tarafından uygulanan laktik asit peelinglerinin cildin dokusunu, görünümünü, pigmentasyonunu iyileştirdiği ve sivilce izlerini hafiflettiği gözlemlenmiştir.

Retinoidler hem sivilce hem de izlerinin tedavisinde kullanılabilir. Hücre yenilenmesini hızlandırır, kolajen üretimini arttırır, renk eşitsizliğini azaltır, skarların daha az görünür hale gelmesinde yardımcıdır. Retinoidler cildi güneşe karşı hassas hale getirir. Herhangi bir retinoid içeren krem kullanıyorsanız güneş kremi kullanmaya özen gösterin. Dahası akne skarı olan hastaların mutlaka güneş kremi kullanması gerekir. Çünkü güneş maruziyeti skarların daha belirgin hale gelmesine ve skar üzerinde kahverengi lekelerin oluşmasına neden olabilir.
Salisilik asit ise, gözenekleri temizler, izlerdeki kızarıklığı yatıştırır.
Özellikle aktif sivilceniz, gözenek probleminiz veya lekeli bir cildiniz varsa salisilik asit içeren bir temizleme jeli veya toniği günlük rutininize ekleyebilirsiniz. Asitli ürünler ve retinoidler cildinizde hassasiyete, kuruluğa, tahrişe neden olabilir. Bunu önlemek için kullanma sıklığınızı azaltmanız ve cildinizi nemlendirmeniz gerekir.
Eğer skarlarınız orta şiddette veya şiddetliyse, hafif şiddetli olup biraz önce bahsettiğim içeriklerle sonuç elde edemediyseniz çukur şeklindeki akne skarlarında lazer ile cilt yenileme, dermal iğneleme, dermabrazyon ve kimyasal peeling dediğimiz deri yüzeyini soyma, subsizyon dediğimiz cildin çukur şeklinde gözükmesine neden olan cilt altındaki fibrotik bağları kesme, sivilce sonrası kalan çukurları yükseltmek için kalıcı veya geçici dermal dolgu yöntemlerini tek başına veya birlikte kullanıyoruz.
Dermabrazyon yöntemi uygun anestezi altında tel fırça, yüksek hızlı fırça ve elmas uçlu el aleti gibi mekanik bir yöntemle deri yüzeyinin soyulma işlemidir. Yüzeyel boxcar ve rolling skarlarda faydalıdır. Kimyasal peeling ise bir veya birkaç kimyasal ajan ile deri yüzeyini soyar. Tüm skar tiplerinde kullanılabilir. Evde tipi kimyasal peelingler hafif konsantrasyondadır. İzler üzerinde dramatik etkileri olduğunu söyleyemeyiz. Bizler kliniklerimizde daha iyi sonuçlar elde edebilmek için güçlü kimyasal peelingler kullanarak derin skarlarda da başarı elde ediyoruz.
Lazer sivilce ve akne tedavi yönteminde ise dermabrazyon gibi tekniklere göre cilt daha hassas ve kontrollü bir şekilde deri soyulur. Aynı zamanda dokunun ısınırak gerginleşmesi sağlanır. Kolajen artışını uyarır ve cilt yüzeyindeki kök hücreleri aktif hale getirir, böylelikle hem cilt altı bağ dokusu iyileşir hem de yeni epitel hücreleri cilt yüzeyini örter. Tüm skar tiplerinde kullanılabilir.
Sivilce izlerini yok etmek için kullanılan birçok lazer çeşidi mevcuttur. Bunların kullanımı da kişinin cilt rengine ve izlere göre değişmektedir. Tedavide kullandığımız lazerlerde kimyasal peeling ve dermabrazyon gibi yöntemlere kıyasla deri daha kontrollü bir şekilde soyulur ve yara iyileşmesi daha hızlıdır.
Lazer ile cilt yenileme yöntemi biraz önce bahsettiğim nedenlerden ötürü kimyasal peeling ve dermabrazyon gibi diğer cilt soyma yöntemlerinden üstündür.
Dermal iğneleme yöntemi ise ciltte mikro düzeyde yaralar oluşturur. Ve yara iyileşmesi esnasında kolajen üretilir. Böylelikle uzun vadede çukur görünümünü azaltabilir. Ancak lazer gibi cilt yenileme metodlarından üstün değildir.
Rolling ve boxcar akne skarları sivilceler iyileşirken cilt altındaki dokuya yapışık fibrotik bantlar oluşması nedeniyle çukur şeklinde görülür. Bu yüzden bu skar tiplerinin tedavisinde sıklıkla subsizyon dediğimiz fibrotik bantları serbestleştirme ve tekrar yapışmasını önlemek, çukuru yükseltmek için dolgu uygulamalarından faydalanırız.
Bunun için hyaluronik asit gibi geçici dolgular veya kalıcı biyostimülan dolgular kullanılabilir.
Biyostimülan dolgular kolajen üretimini de arttırarak daha uzun vadeli sonuçlar elde etmememize yardımcı olur ancak maliyetleri hyaluroik asit dolgulara göre oldukça yüksektir.
(Subsizyon ve hyaluronik asit dolgu uygulaması hemen sonrasında)
Hipertrofik skar tedavisinde ise lezyon içine anti-inflamatuvar ajan enjeksiyonları, silikon jel uygulaması, kriyoterapi dediğimiz azot nitrojen gazı uygulaması, lazer tedavisi ve botulinum toksin uygulamaları tek başına veya kombine olarak kullanılabilir.
Bazen sivilcelerimiz iyileştikten sonra özellikle koyu tenli bireylerde post-inflamatuvar hiperpigmentasyon dediğimiz kahverengi lekeler oluşabilir. Genellikle kendiliğinden gerilemekle birlikte bazı lekeler inatçı olabilir. Tedavisinde retinoik asit, hidrokinon içeren kremler yine kojik asit, salisilik asit, glikolik asit içeren soyucular, askorbik asit dediğimiz c vitamini kullanılabilir. Topikal tedavilere yanıt vermeyen dirençli kahverengi lekelerde lazer tedavilerinin kullanımı gerekmektedir.
Bazen de post-inflamatuvar eritem dediğimiz iltihaplanma sonrası düz yamasal tarzda kırmızı sivilce izleri meydana gelebilir. Bunlar sıklıkla açık tenli kişilerde görülür. Çoğu vaka kendiliğinden çözülmekle birlikte bazen kızarıklık önleyici kremler, pulse dye lazer, IPL, Nd-Yag, KTP lazer gibi yöntemlerin tedavide kullanılması gerekebilir.
Kalıcı sivilce izlerinde sorun sadece cilt yüzeyinde görülen renk ya da seviye farkı değildir. Deri altındaki bağ dokuda meydana gelen hasar onarılmazsa, bağ doku yeniden yapılandırılmazsa izleri tam anlamıyla geçirmek pek mümkün değildir. Bu nedenle bağ dokuya yapılandırmak için mezoterapi, kök hücre uygulamaları, GRP dediğimiz büyüme faktörlerinden zengin plazma tedavi yöntemlerinden yararlanılabilir.
İzlerin tedavisi oldukça karmaşık görünse bile uzman ellerde kurtulmanız mümkün. Tedavide gecikmenin daha çok ve daha derin iz oluşumuna neden olabileceğini unutmayın.
Uzman Dr. Şeyma Demirci